X
X

Batının İslamiyet’e Bakışı

03.12.2015 Perşembe 15:36 (Güncellendi: 07.09.2016 - 12:39)

Ortadoğu'da yaşananlar ve Batı’da gittikçe artan İslam düşmanlığı müslümanlığın algılanış biçimlerini tekrar gündeme getirdi. Prof.Dr. Şahin Filiz gündeme dair sorulara dün gece Abbas Güçlü İle Genç Bakış'ta cevap verdi. İşte programdan satır başları:

Ortadoğu'da yaşananlar ve Batı’da gittikçe artan İslam düşmanlığı Müslümanlığın algılanış biçimlerini tekrar gündeme getirdi. Prof.Dr. Şahin Filiz gündeme dair sorulara dün gece Abbas Güçlü İle Genç Bakış'ta cevap verdi.

İşte programdan satır başları: 

Prof.Dr.Şahin Filiz – Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi

Batının İslamiyet’e Bakışı

İslam dini salt emirler ve yasaklar dini olarak görüldüğünden beri 600 yıldır dar sokağa sıkışmış durumdadır. İnanmak ve inanmamak gibi iki farklı tavır dışında İslam dininin başka bir tavrı yokmuşçasına entelektüel sıkıntı yaşaması İslam dinini bu duruma getirdi. Biz insan ile Kur’an’ı buluşturamadık bir türlü. Haçlı orduları İslam dünyasındaki bilimsel birikimleri Avrupa’ya götürmüşlerdir.


IŞİD Müslümanlığı

- IŞİD’i hariciler ile ilişkilendirebiliriz. Katı bir İslam yorumu olarak gözükse de siyasal tartışmaların daha sonra dini hükümler haline gelip dogmatikleşmesi karşımıza çıkıyor.

- IŞİD’in çıkması Kur’an ile aklın çatıştırılmasından kaynaklanan arızalardır.

- Vahhabilik Mecit bölgesinin, çöl bölgesinin ihya hareketi olarak ortaya çıkıyor. Kur’an dışında her türlü beşeri olan şeyleri ret ediyorlar. Aklı, bilimi ve felsefeyi Kur’an’a aykırı görüyorlar. Aklı inkar ediyorlar.

- Kur’an kendi başına anlaşılan, kendi başına kodlayacağımız bir kitap değildir. Tarihi var, tefsiri var, felsefesi var, sanatı, edebiyatı var. Biz nasıl unuturuz İslam medeniyetini. Bunları bir tarafı bırakıyorum, Kur’an ne diyorsa ben onun emrine uyuyorum gibi bir dayatmanın temelinde IŞİD gibi örgütlerin çıkmasında büyük rolü vardır.

- Katı İslam yorumları pozitivisttir. Materyalisttir.

- Kur’an’a teknik açıdan anayasa diyemeyiz.

İslam ve Felsefe

- Rönesans’ta Müslümanlar felsefe ve insanlar ile barışarak bir sürü İslami literatürü ortaya çıkarmışlarsa bugünkü müfessirde onu yapacak. Yoksa ben Kur’an’ı anlıyorum, ben Arapça biliyorum ben tefsir yaparım diye çıktığınızda tek taraflı yorumlar ortaya çıkıyor.

- İslam dünyasına egemen olan zihniyet felsefesiz ve insansız bir din yorumudur.

- Medeniyetler arasında organik bir ilişki istesek de istemesek de var. Kur’an’ı Kerim'i ben oturup kendi başıma anlarım dediğiniz zaman Tevrat ve İncil’i bir kenara bırakırsanız tek başına anlaşılmaz.

- İslam medeniyet üretme yeteneğini kaybetti.  Şuan tek sese indirgenmiştir. O da pozitivizmdir.

- İlahiyatsız bir felsefe olamaz.

- İslam dünyası şuanda dincilik ve ateizm arasında savruluyor.

- Kur’an ve dinin temel literatürüne bakarken kurgusal bilgiden kaçınmak gerekiyor.

Türkler ve İslamiyet

- Türklerin İslam’a getirdiği yorum barışçıl, evrensel ve gerçekten diğer medeniyetler ile çok rahatlıkla iletişim kurabilen bir İslam yorumudur. Ve Mevlana’nın dediği gibi herkes bu İslam’a gelebilir.

- İslam, Rönesans’ına adını veren Türk’tür. Türklük bir din değildir.

- Türklerde Müslüman olduğu zaman İslam öncesi gelenek ve göreneklerini taşımışılardır.

- İslamcılık genel olarak bir pozitivist hareket olduğunun farkında değildir. Yani modernizemin gayri meşru çocuğudur. Pozitivisttir. Zahire göre hüküm verirler. Oysa insanın batını vardır. Müslümanlar bugün dünün ruhunu duyuramayan Avrupalıları ile aynı düzeye gelmişlerdir. Tersinden pozitivisttirler. Yani din kisvesi altında pozitivizmin peşindeyiz.

- Dinin temeli ahlaktır, adalettir, dürüstlüktür, terörist olmamaktır, barışı sağlamaktır, entelektüel olmaktır, ilim irfan sahibi olmaktır. Bunlar mı artıyor, yoksa Müslümanların birbirine kini mi artıyor?

- Türklerin Müslüman olması 10. Yüzyılda daha da artmıştır. Eğer karşılaştıkları Araplar kendilerine ikinci sınıf insan muamelesi yapmış olmasalardı Türklerin gönüllü Müslümanlığı daha göz alıcı bir şekilde olurdu.

- İslam dünyasında düşünce fukaralığının arkasındaki en büyük korku kafir ilan edilmektir.

- Bizim toplumumuzda muhafazakarlık ve dindarlık trendi görünüşte gittikçe artıyor peki ruhsal anlamda genişlik, barış ve sevgi duygusunun aynı oranda arttığını söyleyebilir miyiz? Ama artmıyor.

Mezhepçilik

İmamı Azam Ebu Hanife’nin yorumları daha çok sosyolojik gerçeklere yakın olduğu için Türkler tarafından benimsenmiştir.
Diğer taraftan Şafiilik Mısır civarında daha fazla yaygın. Malikilik, Kuzey Afrika’da yaygın vs. İslam’ın tek bir şekilde anlaşılması Müslümanlara zarar veriyor.  Mezhebimin arkasından giden bendendir gibi bir kaide yoktur. Ben şu mezhepten olmam gerekir diye bir kaide yoktur. Bu gittikçe böyle anlaşılmaya başlanmıştır.

Cihad ne demek?

Bir medeniyetin üyesi olan toplum veya devlet olarak başkaları ile savaşa bilirsiniz. Bu savaş kutsaldır. Müslümanlar arasında çatışmayı ve öldürmeyi emreden ve bunu "Cihad" olarak sayan hiçbir ayet olmadığı gibi hadislerde kesinlikle bunun Cihad değil cinayet olduğunu söyler. Hz. Peygamber derki; “iki Müslüman kılıçları ile karşı karşıya gelirler ve birbirlerini öldürürler ise ölende öldürende cehennemdedir”.

Cami Külliye demektir!
"Cami" denildiği zaman "Namazgah" anlaşılmasın. Emeviler zamanında çıkan bir kavramdır. Mescit, namazgahtır. Bütün yeryüzü mescit kılınmıştır. Cami, "Külliye" demektir; yani, pek çok faaliyetin yapıldığı yerdir. Sadece namaz kılınmaz. 

Dinler neden Orta Doğuya gitti?

Medeniyet ve yoğun nüfus Mezopotamya’da olduğundan dolayı peygamberlerin oradan çıkması normaldir.

Kur’an’ın ilk emri olan “Oku” sözü ne anlama geliyor?

Cemaatimin yazdığı ya da okuduğu kitapları oku demiyor. Bunu insanlar olarak biz diyoruz. “Oku” aydınlanmak demektir. Herhangi bir hedef göstermemesi, okumada bir ayrım yapmaması ise okumanın yani bilginin İslami ya da gayri İslami olarak ayrılamayacağını göstermesi açısından çok önemlidir. Bütün İslami literatürlere bakın hepsinin hiçbir satırında İslami ya da dini kavramlarını göremezsiniz. Zaten Kur’an’da İslami kavram yok. Gayri İslami ayrım modern çağın getirmiş olduğu İslamcılığın ayrımıdır.

Mezarlıkların İslamiyet’te yeri

Mezarlıklar ve türbelerin İslam’da hükmü yok. Vehhabiler şöyle bir istismardan yararlanarak hareket ediyorlar. İslam dünyasında bazı yerlerde tekke, zaviye ve türbeler neredeyse şirke varacak şekilde tercih edilmektedir. O bakımdan ne şirke varacak şekilde tercih edilmeli, nede ortadan kaldırılacak kadar yıkılıp mahvedilmeli. O yüzden İslam açısından herhangi bir mahsuru yoktur.

İslam ve tasavvuf

Sufiliği, Farabi'lik çağına borçluyuz. Sufilik, İslam dininin Türkler tarafından milli bir yorumudur. Daha fazla ruhani, daha fazla fedakar, daha fazla barışçıl hatta daha fazla insancıldır.

Abbas Güçlü İle Genç Bakış her Çarşamba Kanal D’de!..

ABBAS GÜÇLÜ İLE GENÇ BAKIŞ VİDEOLARI