X
X

Gezi, kul kültürünün kırıldığı yerdi!

10.12.2015 Perşembe 16:58 (Güncellendi: 07.09.2016 - 12:39)

Polisiye roman türünün usta kalemi yazar Ahmet Ümit dün gece Abbas Güçlü İle Genç Bakış'ta son kitabı Elveda Güzel Vatanım'ı anlattı. İttihat ve Terakki dönemini anlatan Ümit dünden bugüne bir Türkiye profili çizdi. İşte programdan satır başları:

Polisiye roman türünün usta kalemi yazar Ahmet Ümit dün gece Abbas Güçlü İle Genç Bakış'ta son kitabı Elveda Güzel Vatanım'ı anlattı. İttihat ve Terakki dönemini anlatan Ümit dünden bugüne bir Türkiye profili çizdi.

İşte programdan satır başları:

İttihat ve Terakki hareketi nasıl oluştu?

-1889 yılında İttihadi Osmaniye Cemiyeti olarak kurulur.Memleketin gidişatından rahatsız , Fransız ihtilaline gönül bağlamış asker ve tıbbiye öğrencileri kurar. 1906 yılına kar devam eder.

-Küçük ve güçsüzdür.

-1906 yılında Talat Bey Selanik’te Osmanlı Hürriyet Cemiyetini kurar, İttihat Terakkiyi oluştururlar.Giderek güçlenirler.Monarşi yıkılmalı ve yerine Meşrutiyet kurulmalı, meclis açılmalıdır. 1908 yılında Enver ve Resneli Niyazi Makedonya’da dağa çıkarlar. Ve başarıya ulaşılır.

-  Bir adam suç işliyor, kaçıyor bir yere giriyor. O evin sahibi bir İngiliz uyruklu. Kolluk kuvvetlerinin o eve arama yapabilmesi için İngiliz elçiliğinden izin almak zorunda. Felaket bir durum var. Bağımsızsın aslında ama onurun sürekli kırılıyor. İttihat ve Terakki güçlü ve derin problemler ile karşı karşıyaydı. Ama çok bilgisiz ve tecrübesizdiler. Adil bir şekilde paşa olmadılar. Çok hızlı bir şekilde tırmandılar.

-Bir yenileşme hareketi. Osmanlı İmparatorluğu 19.yy da dağılmaya başladı.Fransız ihtilali dünyada yeni bir açılım getirmişti.Biz buna dahil olalım düşüncesi vardı. 2. Mahmut ile başlayan süreç daha sonra Genç Osmanlılar, Jön Türkler, İttihat Terakki ile devam eder.

-Kutsal devlet anlayışı yerine devletin kutsallığı, tek adam padişahlık yerine bireyi vatandaşı öne çıkarmaktı.

-23 Temmuz 1908’de Meşrutiyeti ilan ettiler. Ama 8-9 ay geçmeden Abdülhamit’in yöntemlerini kendileri benimsediler. Zulümler ve baskılar yapıldı.Olumlu işlerde yapmışlardır.

-İttihat ve Terakki olmasaydı bugünkü Cumhuriyet olmazdı.

Enver, Talat, Cemal Paşa Nasıl Öldü?

Talat paşa bir şeyleri yanlış yaptık diye düşünebilecek biri.  Cemal ile Enver zaman zaman çatışır. İkisini buluşturan hep Talat olmuştur. Ermeni Tehcirinden sonra büyüyen bir nefret vardı. Pek çok Ermeni yurt dışına gitmişti. Talat Paşa Berlin’e gitmişti. Orada öldürüldü.
Cemal Paşa Tiflis’te öldürüldü.

Enver Paşa hayallerinin peşindeydi. Türki Cumhuriyetlerde Türklerden oluşan bir devlet kurmayı planlıyordu. Tabi orada Sovyet Devrimi başlamıştı. Önce Bolşeviklere gitti,  onlara karşı ayaklanmaya katıldı. Enver paşa Bolşevikler tarafından öldürüldü.

1915 Ermeni Tehciri

Bunu öne sürenler Almanlardır. Anadolu’da Ermeniler var. Ermeniler ’in Ruslar ile hareket edileceği düşünüldü. Bizi içeriden vuracaklarını düşündüler. Çok ağır bir şey yaptılar. Tehcir kararını alan İttihat Ve Terakkidir.

31 Mart Ayaklanması

31 Mart ayaklanmasını dinci bir ayaklanma olarak görmemek lazım. Gericidir aynı zamanda liberallerde buna katılmıştır. Meşrutiyeti bastırmak için yapılan bir ayaklanma.

Atatürk ve Enver Paşa

- Enver Paşa çok tutkulu birisi. Hayallerini gerçek sanıyor. Naciye Sultana olağanüstü aşk mektupları var.

- Osmanlı zabitlerinin hepsi aslında halk çocukları. Ve enteresan bir biçimde saraya göz kırpıyorlar.
Makedonya ve Selanik’te bir hareket ordusu oluşturuldu. Bu hareket ordusu Halkalı ’ya kadar geldi. Başında Hüseyin Hüsnü Paşa var, kurmay subayı da Mustafa Kemal Paşa. Enver kolağası, o  zaman paşa değil. Berlin’den geldi ve bu harekata önderlik ettiler.

-1912 yılında ikisi de İtalyanlara karşı Trablusgarp’ta savaşır. 1913 yılında Çatalca’nın Bulgarlardan temizlenmesi sürecinde yine karşı karşıya geliyorlar.Daha sonra Çanakkale savaşında Mustafa Kemal Anafartalar bölgesinde başarı kazanıyor.Enver Bey herkesi kutluyor ama Mustafa Kemal’i kutlamıyor. Liman Von Sanders mektup yazıyor. “Niye böyle yaptın gönlünü al” diyor.

- Aralarındaki mücadele sonuna kadar sürüyor.

- 2 Kasım 1918 akşamı Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa alman denizaltısına binerek ülkeden ayrılırlar. Mustafa Kemal siyaset sahnesine çıkar. Enver mektuplar yazıyor. Döneyim diye. Mustafa Kemal “ hayır gelmeyeceksin” diyor.

-Mustafa Kemal’in başarılı olacağından kimse emin değildi. Şansı da yok, kuvvetleri yok. Kazım Karabekir'in desteği çok önemli. Bu umut ışığını parlatan bir adam çıkıyor. Herkes diyor ki, biz onun ile beraberiz.  Mevzu orada Mustafa Kemal’e duyulan güven değil, temsil ettiği düşünce. O dönem İttihatçılarda Kurtuluş savaşı projesini desteklediler.

Bab-ı Ali Baskını

23 Ocak 1913 yılında bu ülkede ilk kez Bab-ı Ali Baskını düzenlenir. 60 kişi girerler. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nden Yakup Cemil,  Harbiye Nazırı ve 5 ya da 6 kişiyi öldürürler. Bir darbe yaparlar. Bu darbeye karşı olan kesim içinde Mustafa Kemal ve Fethi Okyar vardır.

İzmir Suikastı
1926 yılında aralarında milletvekili olan, eski tetikçiler olan bir grup ittihatçı İzmir’de Mustafa Kemal’i öldürmek için suikast düzenliyorlar. Düzenlenmeden ortaya çıkıyor. Mustafa Kemal olayı soruşturur failleri sorgular.Kazım Karabekir dahil. İttihat ve Terakki’nin çok önemli bir Maliye bakanı vardır Cavit Bey dahil bir sürü insan idama yollanacaktır. Kazım Karabekir ordunun kendini göstermesi ile ceza almadan kurtulur. Ama önemli elemanların büyük bir bölümü asılır.

"Bugünkü hükümette İttihat ve Terakki hakimdir"

İttihat ve Terakki derin devlet değildir. İttihat ve Terakki’nin kurduğu Teşkilat -ı Mahsusa derin devlettir. İttihat Ve Terakki anlayışı bugün devam etmektedir. CHP devamı diye tanımlanır. Ama bu topraklarda bütün zihniyette devam eder. Bana göre bugünkü hükümette ittihat ve terakki hakimdir.

"Osmanlı'yla Hakaret Eden Sensin"

- Bu ülkede tarih en fazla konuşulan ve en çok gurur duyulan şeydir.Tarihi çoğu zaman romanlardan öğreniyoruz, doğru bir hareket değil.

- Ben bu kitabı yazarken 4 yıl uğraştım, kitabı yazarken hata yapma payım çok yüksek. Ben bir romancıyım.

- Diziler merak uyandırır. Dizilerden yola çıkarak tarihi anlamaya kalkarsak büyük yanlış yaparız.

- Bizde tarih zevksiz bir şekilde anlatılıyor.

- Bu topraklardaki tarih 200 bin yıllık bir tarihtir. Gurur duyuyorum. Biz aynı zamanda Osmanlı olduğumuz kadar Romalıyız, aynı zamanda Hititliyiz de.

-Kürt, Müslüman, Sünni, Caferi, Hristiyan, Alevi, Yahudi bilmiyorum ne olursanız olabilirsiniz. Ama bugün bu topraklarda yaşıyor olmak, yeni bir anlaşma, yeni bir sözleşme yapmamız lazım.

-Tarih algısını değiştirelim böyle sakat bakmayalım. Örtülerden kurtulalım.

-Bu romanı yazdığım zaman, hemen klişe laflar geliyor “yine Osmanlıya hakaret edeceksin”. Benim eserlerim 23 dilde yayınlanıyor. Ve ben Osmanlıyı anlatıyorum.Osmanlı’yı hatasız kusursuz olarak gösterip hakaret eden sensin. Kafandaki Fatih Sultan Mehmet, Abdülhamid, 2. Mahmut, Osman hepsi, her şey yanlış. Gördüğün şey tapınma. Biz o döneme eleştirel bakmalıyız.

Son kitabı “Elveda Güzel Vatanım”

Burada anlatmaya çalıştığımız şey İttihat ve Terakki ya da Osmanlının son 20 yılı olduğu kadar  “Şehsuvar Sami”nin hayatını nasıl altüst ettiği meselesidir.

Selanik’te yaşayan Galatasaray Sultani mektebini bitirmiş bir adam, romancı olmak istiyor. Ester diye Yahudi bir kıza aşık. Selanik’in % 60’ı o zaman Yahudi. Bunlar Paris’e giderler ve aşkın, özgürlüğün, şiirin, sanatın şehrinde oğlan roman yazacak kızda şair olacak. Bizimki devrime yakalanıyor. Inkılap aşktan daha yakıcı. Şehsuvar Sami şu soruyu soruyor kendine, 1906 yılında Inkılabı seçmek yerine Ester’i seçseydim, Paris’e gitseydim ne olurdu?

- Bugünkü yaşadığımız eksiklikler o kuruluş dönemindeki eksikliğin bir nedeni miydi diye bu romana gittim.

- Şehsuvar Sami’nin başından geçen birçok olay benim başımdan geçti. Ben de gösterilere katıldım, benimde sevgilim oldu, çatışmalara katıldım, vuruldum öldü diye beni bıraktılar. Aramızdaki fark,  -Şehsuvar Sami İttihatçı olarak başladı, yazar olamadı. Ben devrimci olarak başladım ama yazar oldum.

- Yeniden hayata gelsem Latince, Yunanca ve Osmanlıca öğrenirdim. Gittiğim yerlerde Latince Yunanca ve Osmanlıca yazılar var. Okuyamıyorum, kahroluyorum. Halbuki bu topraklarda bunlar yaşamışlar.

"Gezi kul kültürünün kırıldığı yerdi"

Türkiye’nin asıl sancısı şu kul kültüründen kurtulma sancısıdır. Hitit kralından Osmanlıya kadar iktidarlar hep kutsaldı. Oysa Fransız ihtilali diyor ki hayır kardeşim ben vatandaşım. Oyum ile seni değiştiririm.Mustafa Kemal saltanatı kaldırdı. Fakat halk Mustafa Kemal’i padişah olarak gördü. Hala tabu gibi Mustafa Kemal.

İsmet İnönü, Adnan Menderes, Demirel, Turgut Özal , Tayyip Erdoğan herkes padişah olarak adlandırılıyor. Ve kul kültürü devam ediyor.
Gezi kul kültürünün kırıldığı yerdi, milattır. Gençler dediler ki, bana nasıl yaşayacağımı söyleyemezsin.

Kitap Fiyatları pahalı mı?

Son 4 kitabım 300 bin civarında satmış. Demek ki bu kitapta 300 bin civarında satar , 250 bin basalım  sürümden kazanalım dedik.25 -30 lira koyacağımıza 20 lira koyalım dedik. Sektörün yükselmesi için KDV'nin düşmesi lazım.Yazarlık zaten para kazanmak için yapılan bir şey değil. Benim gibi para kazanan birkaç yazar arkadaşım var.

"Sonraki yazacağım kitap..."
Bundan sonraki romanımda Başkomiser Nevzat Almanya’ya gidiyor. Ama cinayet soruşturmasında biz Bergama’ya gideceğiz. Antik Yunan’a gidiyoruz. En büyük 2. Kütüphaneye sahipti. Ben bunları yazmak zorundayım. Bunların tanıtmak benim görevim. Yazarken de zevk alıyorum.

Türkiye – Rusya İlişkileri

Rusya İttihat ve Terakki döneminde de çok etkili olmuştur. Aslında Rus halkı bize çok benzer. Mistik, dini inançları çok güçlüdür. Biat kültürü onlarda da çok yaygındır. 2. Dünya savaşında Alman Faşizmine karşı kahramanlık göstermiş bir halktır. Bizim Rusya ile savaşa girmemizi gerektiren bir neden yok.

- Demokrasinin az gelişmiş olduğu ülkelerde özellikle Putin ve benzeri liderler kendi iktidarlarını ayakta tutmak için bölgelerde, komşularda bir takım savaşlara girebiliyorlar.

- Biz Suriye’nin iç işlerine bu kadar girmeseydik, rejimi devirmek için işin içine girmek ne kadar mantıklı?

ABBAS GÜÇLÜ İLE GENÇ BAKIŞ VİDEOLARI