X
X

Emre Kınay, Genç Bakış'taydı

23.01.2014 Perşembe 17:14 (Güncellendi: 07.09.2016 - 12:39)

Emre Kınay, gençlerin sorularını yanıtladı...

Başarılı oyuncu Emre Kınay dün gece Abbas Güçlü ile Genç Bakış'a konuk oldu, canlı yayında gençlerin sorularını yanıtladı. 

SANATIN MUHAFAZAKARI OLMAZ
- Dünyada muhafazakar sanat var mı yok mu diye tartışan başka bir toplum yok. Sanatın muhafazakarı olmaz. Kelime anlamı olarak zaten, muhafaza ettiğiniz, dondurduğunuz, konservatif  birşeyin adı sanat olamaz. Bir mütedeyyinin hikayesini anlatacağınız zaman onun yaşadığı sıkıntıları gösterebilmek için de açık biçim kullanmak zorundasınız. 

DEVLET SANATÇISI OLMAM
- Devletin sanatçısı olmaz. Devlet sanatçısı ödülü verseler asla almam. Çünkü hangi devletin sanatçılığı? Devlet nişanı daha kibar bir ödül. Ona sıcak bakarım. Ama devlet sanatçılığı devletin bundan sonra benim korumam altındasın demesi gibi birşey. Böyle bir korumayı hiçbir sanatçı istemez. 

TAHAMMÜL İSTİYORUM
- Ben demokrasi denildiğinde, söz söyleme hakkının bir ya da birkaç kişinin elinde olması fikrine karşıyım. Tahammül istiyorum. Meclis'te tahammül görüyor musunuz? Tahammül edebildikçe gelişeceğiz, evrimleşeceğiz. Milletvekili seçerken parti başkanlarının seçtiği listeye oy veriyoruz. Bunun adı zaten baştan demokrasi olmaz.

AĞA ROLLERİNİ KABUL ETSEYDİM ŞU ANDA YOKTUM
- Ben tiyatronun yanısıra, televizyonda yaptığı işi de çok sevenlerdenim. Hep de seçerek yapanlardanım. 
- Aynı rolü oynamayı sevmiyorum, çeşitliliği seviyorum. Eğer bana gelen her ağa rolünü kabul etseydim mesleğimi bitirmiş olacaktım, belki de şu anda yoktum.

DEVLET BEĞENMEZSE DESTEK YOK
- Kültür Bakanlığı bir filme senaryoyu beğenirse destek veriyor. Bırakın bunun olmasını, konuşulduğu bir ülkede sinema sanatının gelişebilmesi söz konusu değil.

BİLET FİYATLARI KONUSUNDA ÇOK YARALIYIM
- Bundan 4 yıl önce AK Parti Grupbaşkanvekili Nurettin Canikli, Suat Kılıç ve birkaç milletvekiliyle bir görüşme yaptık. En büyük sıkıntımız pahalı bilet, Bakanlar Kurulu'nda bir karar alıp önce KDV'yi kaldırabilirsiniz dedim. Sayın Canikli tamam dedi ama 4 yıldır hiçbir gelişme yok. Çok mu zor bir tiyatro biletinden bütün vatandaşların faydalanması için vergileri kaldırmak? O zaman bugün bir oyunu 5 ile 7.5 lira arası bir fiyatla izleyebilecektiniz. Hodri meydan! Çok yaralıyım bu konuda. Bir toplumun gelişmesi için parasız eğitim, parasız sanat şart. 

- Ben televizyondan kazandığımın hepsini değil ama bir kısmını tiyatroya aktarıyorum.  Bırakın destek de istemiyorum, ben kendi imkanlarımla yapıyorum, yaptığım da elimden alınıyor.

BİRİ BANA BU ÇELİŞKİYİ İZAH ETSİN
- Tiyatro yapman için şirket olman gerek dediler olduk, ama ortaklı olman gerek dediler olduk, limited olmanız gerek dediler olduk. Ödediğim vergi diğer limited şirketlerle aynı, kesintilerim tamamı, herşey diğer şirketlerle aynı. Ama yararlandırmada sen tiyatrosun. İyi de ben aynı zamanda kobiyim. Bu çelişkiyi bana birisi izah etsin. 

ARTIK GENÇLERE TİYATRO YAPMAYIN DİYORUM
- Türkiye'de sanat yapmak çok zor, imkansıza yakın. Artık bana tiyatro yapmak istiyoruz, ne yapalım? diye gelen gençlere, yapmayın diyorum. Çünkü 20 liraya bilet satılıyor. Bunun yüzde 20'si gelir vergisi, yüzde 8'si KDV ve başka şeyler. 20 liralık bilette tiyatroya kalan para 1 lira 90 kuruş. 

DURU TİYATRO'DA SÜREÇ NASIL GELİŞTİ? /NABİ AVCI 15 DAKİKASINI AYIRSA SORUN ÇÖZÜLÜRDÜ
- Duru Tiyatro için Milli Eğitim Bakanı ile defalarca görüşmek istedim ama kendisi bana dönmedi. Dönmek istemedi. Ben o göreve geldiğinde çok ümitlenmiştim. Çünkü ortada bir yanlış anlaşılma ve kötü niyetli yönetici söz konusu. Herşeyden önce ben oraya talip olmadım. Davet edildim. Ve başlarken buraya tadilat gerek ama yapılacak yatırımla bana seneye çık derseniz mağdur oluruz dedik. O yüzden 5+5 şeklinde, 10 yıllık sözleşme yaptık. Ama ikinci yılında bir yönetici değişikliği ile beraber hayatımda hiç aklıma gelmeyecek şeyler duymaya ve görmeye başladım. Bir müdür anne atandı, dedi ki 'oğlum habire beni ifadeye çağırıyorlar bu okul 10 yıllık sözleşme yapamaz diye, bunu yılda bir yenilenir yapalım' dedi. Ben de bir tiyatrocu olarak romantik bir hata yaptım,10 yıllık sözleşmeyi bozup yılda bir yenilenir sözleşme yaptım. Onu yaptığımın 6. ayında müdire hanımı görevden aldılar ve yeni bir müdür geldi. Sonuçta bu noktaya geldik.

Sayın Nabi Avcı bir 15 dakikasını ayırsa bu mesele çözülürdü, bunu yapmadıkları için kırgınım sadece. Bir vatandaş evini kiraya verdiğinde yasaların hepsi kiracının lehine. Ama malı kiraya veren devlet olduğunda aynı haklar devletin kiracısı olan vatandaşa neden uygulanmaz? Eşitlik istiyorum sadece. 

DURU TİYATRONUN İSMİ 'TiyatroMuz' OLACAKTI VAZGEÇTİK
- Duru Tiyatro isimini ben değil arkadaşlarım koydu. Ben tiyatronun ismini 'Tiyatromuz' koyacaktım. Alt başlığı da Muz Cumhuriyetinin tiyatrosu olacaktı. Politik göndermesi fazla bir isim olacağı için arkadaşlarım, kızının adı Duru, yapmak istediğin de duru bir dil ile tiyatro, diyerek bu ismi seçtiler. 

KEŞKE BÜTÜN ÖĞRETMENLER CİHAN HOCA GİBİ OLSA 
- Keşke hep Cihan hoca (Güneşi Beklerken dizisinde canlandırdığı öğretmen karakteri) gibi öğretmenler olsa. Ben kendi öğretmenliğimde öğrencilerimle Cihan hoca gibi bir bağ kurmaya çalışıyorum. Çünkü sevgiden geçmeyen hiçbirşey mübah değil. 

- Ben hayatımda iki şey okumak istedim; biri tiyatro diğeri hukuk. Hangisini okusam aynı şekilde çalışkan bir öğrenci olacaktım. Seveceğiniz işi yapın çünkü o zaman yaptığınız ders ders gibi gelmeyecek. 

YANDAŞ SANAT OLMAZ
- Sanatçıyla siyasetçinin uzlaşmaz bir çelişkisi vardır. Bu yalnızca Türk toplumuna özgü de değil. Bütün dünya toplumlarına baktığınızda böyledir. Çünkü sanat, yapısı itibariyle muhaliftir. Yandaş sanat olmaz. 'Ne güzel yaptın ağam paşam' diyen sanat olmaz. Sanat daha fazlasını talep eden ve topluma talep ettirendir. 

BENİM İŞİM ÖVMEK DEĞİL
- Bir siyasetçinin reklam kampanyasında 'dürüst' yazılabilir mi? Hepimizin mutlak surette olması gereken şeydir dürüst olmak. Ama birçok siyasetçinin afişinde bu yazıyordu. Ben buna muhalefet etmek zorundayım. Çünkü ben siyasetçinin yapamadıklarını söylemekle mükellefim. Benim işim övmek değil. 

GERÇEK SANATÇILARIN ÇIKMASI ÇOK ZOR
- Kimseye göre değil, gerçek bir demokrasi tanımının gereği gibi yaşandığı güne kadar bu toplumdan gerçek sanatçıların çıkması imkansıza yakın, zor. Yazdığımdan başım belaya girer diye düşünerek yazanların oluşturduğu bir toplumdan sanatçı çıkmaz.

ARTIK BAZI SAHNELERİ ÇEKEMİYORUZ
- Şimdi mesela rakı içtiğimiz bir sahne çekemiyoruz. Ben sigara içmiyorum ama bir yönetmenin bir sinema filminde sigara içirebilme özgürlüğünü seviyorum. Hayatın içinde sigara, rakı var mı? Var. O zaman hayatın içinde varsa sinemada da olacak. Onun adı sanat da değil özgürlük de değil demokrasi de değil. Böyle sahnelerin olduğu bir yapıma yayın saati kısıtlaması getirilebilir evet bunda ben de hem fikirim. Ama yapamazsın denmesin. 

Bölümün tamamını izlemek için TIKLAYIN!


ABBAS GÜÇLÜ İLE GENÇ BAKIŞ VİDEOLARI