X
X

Bu hikayede yokum ben!

05.01.2015 Pazartesi 14:00 (Güncellendi: 08.11.2016 - 16:15)

Şeref Meselesi 7. Bölüm'den özel anlar!

KÜBRA: Yapamadım!.. Kıyamadım ona ben!..

SİBEL. Sen çocuğu aldırmadın mı Kübra?

YİĞİT: Kübra, sen benimle dalga mı geçiyorsun?

DERYA: Ne oluyor burada!

SADULLAH: Ölmeyeceksin Sadullah!.. O Yiğit'ten hıncını almadan ölürsen, gözün açık gidersin!.. Bir yolunu bulmalıyım!..

YİĞİT: Senin babandan bir farkın kaldı mı? Sizin tek yaptığınız iş insanları dolandırıp, kandırmak!

YİĞİT: Aklınca beni tufaya getirip aile kurmayı hayal ediyorsan, hayal etmeye devam edersin!..

DERYA: Yiğit!.. Yapamamış işte kız; kıyamamış içindeki cana! Tek başına mı yaptı çocuğu?

YİĞİT: İstemediğimi söylemiştim!..

YİĞİT: O yüzden, çocuk yapacaksan kendin bilirsin!

KÜBRA: Öfkeden kalbin buz kesmişsin senin!..

YİĞİT: Sen Sadullah'ın kızısın; o da, Sadullah'ın torunu!.. Ben, bu ailenin bir parçası olmayacağım!

SİBEL: Demek anne karnındaki bir çocuğun bile hayatta kalma içgüdüleri varmış!.. Dimi Yiğit!..

YİĞİT: Dalavere ile kimse kimseyi koca, baba yapamaz!

KÜBRA: Dalavereyle mi? Dalavere falan yaptığım yok benim!..

KÜBRA: Ben, sadece ona kıyamadım!.. Benim kimseye oyun oynadığım falan yok!..

Emir, Yiğit'e ait ormandaki resimleri gördükten sonra, sinirinden içmiştir! Bu halde eve gelir!..

KÜBRA: Sen niye bu kadar içtin?

EMİR: (Yiğit'i gösterir!) Bunun yüzünden!..

EMİR: Geberteceğim seni!

SİBEL: Yiğit!.. Sen git istersen, sinirli galiba!

EMİR: Senin gibi kardeş, olmaz olsun!..

EMİR: Hayatım bitti benim!.. Uğruna emek verdiğim, amaç edindiğim, uğruna yaşadığım herşey bitti!

EMİR: Peşinde olduğum bir dava vardı!.. Benden bırakmamı istediler, ben bırakmadım!.. Onlarda beni durdurmanın yolunu bulmuşlar!..

DERYA: Nasıl bulmuşlar!..

EMİR: Kadir'i gömerken Yiğit'in fotoğraflarını çekmişler!.. Şantaj yapıyorlar bana!..

DERYA: Benim yüzümden hepinizin hayatı mahvoldu!..

DERYA: Özür dilerim!.. Herşey için özür dilerim Emir!

DERYA: Ağlama Kübra!.. Düzelecek herşey!.. El birliğiyle bakacağız çocuğa!.. Ufak ufak düzene girecek hayatın!

KÜBRA: Çok aşık oldum Yiğit'e!.. Benim bütün suçum bu!..

DERYA: Sen çocuğuna iyi bir annelik yapacaksın; ben de, teyzelik!..

YİĞİT: Ne yapmışım ben gene ha?

EMİR: Adam gömerken fotoğraflarınızı çekmişler, birader!.. Dün gece Sarp bey önüme serdi, şantaj yapıyorlar!..

EMİR: Kübra'cım seni bize götürmeye geldim!..

KÜBRA: Ne? Yok, ben gelemem!.. Yiğit ne der buna?

EMİR: Bak orası benim de evim!.. Şimdi, eşyalrını topluyoruz ve bize gidiyoruz!..

SİBEL: Başının çaresine bak dedi kıza; aynı evde, ister mi Kübra'yı?

EMİR: Yiğit babalığı kabul etmeyebilir; ama, ben amcalığı kabul ediyorum!..

SİBEL: Saçmalıyorsunuz ama!.. Zorla olacak şey değil bunlar!..

EMİR: Senin derdin ne Sibel? Sen mi bakacaksın çocuğa? Sen mi büyüteceksin?

EMİR: Kübra'nın bişeye ihtiyacı olduğu zaman sen orada olacak mısın?

DERYA: Git bence.. Zamanla her şey düzelebilir!..

SİBEL: Bana ne ya sizin hayatınızdan!..

SADULLAH: Hep siz aklını çeldiniz onun!.. Sağlam pabuç değil bunlar, dedim.. Hoppa bunlar, dedim!..

DERYA: Biz etek giyiyoruz diye "Hoppa" diyorlar; sende silah taşıyorsun, sana da "Haydut" diyorlar!..

SADULLAH: Bana bak, ağzını topla; yoksa, hıncımı senden çıkarmıyayım!..

DERYA: Hiç tavsiye etmem Sadullah efendi!.. Ben senin o pamuk kızına benzemem!..

KOMİSER LEVENT: Niye burada kalıyorusunuz Derya Hanım? Üvey babanızla bir probleminiz mi var?

DERYA: Var tabi!.. Kaçta geldin; kaçta, gittin?

KOMİSER LEVENT: Tamam!.. Şimdilik bu kadar!..

DERYA: Mahvoldum!.. Kesin anladı!..

EMİR: Kemal meselesini görmezden geleceğim!.. Kardeşimi korumak zorundayım sonuçta!..

SARP: Al şu fotoğrafları yak, kimse görmeden!..

Yiğit eve gelmiştir ve kapıyı Kübra'nın açtığını görünce şaşırır!..

YİĞİT: Kübra ne işin var senin burada? Kübra, lütfen çık hayatımdan!..

EMİR: Kübra'ya kapıyı ben açtım Yiğit!.. Bundan sonra burada bizimle yaşayacak!..

EMİR: Bebekte bu evde doğacak!.. Babasının evinde!..

YİĞİT: Çocuk benim olabilir; ama, babalık etmeyeceğim!.. O yüzden defol git Kübra!..

KÜBRA: Üzülme anneciğim!..

KÜBRA: Baban sana kızgın değil!.. Bana kızgın!.. Bak gör sen baban seni çok sevecek!..

EMİR: Aç kulağını beni dinle!.. Ben senin için bütün varlığımın ilkelerini çöpe attım; ama, insanlığımı da atamam!..

YİĞİT: Lan ben bütün dünyaya kafa tutuyorum!..

EMİR: Dünyaya kafa tutuyormuş!.. Lan, sen daha kendi çocuğuna sahip çıkamıyorsun!..

YİĞİT: Artistlik yapma!..

EMİR: Bak kardeşim demem..

Emir, Yiğit'e yumruk atar!..

EMİR: Bıktım senin şımarıklıklarından!.. Doğru duracaksın!.. Adam olacaksın!..

EMİR: Çocuğuna da sahip çıkacaksın!

DERYA: Oku!..

Gazetede Kadir'in cesedinin morgdan çalındığı haberi vardır!..

DERYA: Morgdan çalmışlar!.. Kim yaptı bunu Emir? Çok korkuyorum!..

EMİR: Yiğit yaa!..

EMİR: Bu ne?

YİĞT: Oha!.. Siz baya uzadınız!..

SELİM: Yok artık canım; o kadar uzun boylu değil!..

ENDER: Yalnız pis korktum!.. Kim yapar böyle organize işi!..

YİĞİT: Başka biri daha var!.. Fotoğraflar, ceset çalmalar!.. Bildiğin, daha güçlü biri var!..

Kübra, Sibel'i bebek için alışverişe götürür ve kararlılığını ona gösterir!

KOMİSER LEVENT: Garip şeyler oluyor Derya Hanım!.. Sizce bunu kim yapmış olur?

DERYA: Bilmiyorum gerçekten!.. Kim onun cesedini naapsın ki?

KOMİSER LEVENT: Kendim bir takım şeyler araştırdım.. Yapımcı şirlet attan, düşmediğinizi, durup dururken rahatsızlığınızı öne sürüp izin aldığınızı söyledi!..

DERYA: Utandım söyleyemedim!

KOMİSER LEVENT: Neyi?

DERYA: İntihar ettiğimi!..

KOMİSER LEVENT: Anladım!.. Peki, şimdilik gidebilirsiniz!..

KOMİSER LEVENT: Bu arada, kendinize bir avukat bulsanız iyi olur, Derya Hanım!..

KÜBRA: Bak neler aldım!.. Yiğit, çok güzeller dimi?

KÜBRA: Parmağımızdan küçük ayakları olacak!

KÜBRA: Sen ne istersin kız mı olsun, erkek mi?

YİĞİT: Bak Sibel, sensiz olmaz!.. Sen tam beni sevmeye başlamışken olmaz!..

YİĞİT: Sana söz veriyorum, Kübra'da olmayacak hayatımızda!..

SİBEL: Nasıl olmayacak Yiğit? Ben bugün, Kübra ile sizin çocuğunuz için beşik, patik baktım!.. Sen ne diyorsun!..

YİĞİT: Ben bu oyunlara gelmem!.. Bu hikayede yokum ben!..

YİĞİT: Sen beni çok seviyorsun!.. Kalbine ulaşmanın yolunu bulacağım!.. Hadi Sibel!..

Sibel, Yiğit'i orada bırakır gider!..

EMİR: Sen bundan sonra kendinden ve bebeğinden başka hiç bir şeyi düşünmeyeceksin!..

EMİR: Sakın başını öne eğeyim deme!..

KÜBRA: Düşünsene Sibel 2,5 ay sonra kucağımda olacak!..

SİBEL: Ne güzel!..

YİĞİT: Başkasını seviyorum!.. Tamam mı!..

EMİR: Kübra'yı sevdiğin gibi mi? Çok aşıktın ya ona da!..

EMİR: Kim peki yeni şanslı kurbanınız!..

YİĞİT: Sibel!.. Ben Sibel'i seviyorum!..

EMİR: Sibel mi?

YİĞİT: İlk defa hayatımda ben birine bu kadar aşık oldum!.. İlk defa kemiklerime kadar aşık oldum!..

YİĞİT: Kübra olmasaydı sevcekti beni!.. Ama, artık yüzüme bile bakmıyor!..

KÜBRA: Başkasını seviyor!.. Ben nasıl bir hata yaptım böyle!..

KÜBRA: Ben sadece kendi hayatımı yakmadım; ben, bir bebeği korkunç bir hayata sürüklüyorum!..

EMİR: Bu bebek ikimiz içinde bir umut!.. Biz ona bir aile vereceğiz!.. İdeal bir aile veremeyebiliriz; ama, bu ona sevgi dolu bir hayat veremeyeceğimiz anlamına gelmiyor!

KÜBRA: Gücüm kalmadı Emir!..

EMİR: Biliyorum canım!.. Ama, dayanacaksın!.. Çünkü, sen bir anne olacaksın!..

EMİR: Ben sana söz veriyorum!.. Ben bu bebek için dünyanın en iyi amcası olacağım!.. Yiğit'in eksikliğini hissetmeyecek bile!..

EMİR: Sibel, Yiğit'ten uzak dur!..

SİBEL: Yeter be!.. Hasta mısınız? Bütün mahalle hayatıma doluştunuz!.. Ne Yiğit'i, rahat bırakın beni!..

SİBEL: Ben bıraktım artık herşeyi Yiğit.. Bora'nın evine yerleştim!..

Yiğit bu duruma çok sinirlenir!..

YİĞİT: Ben bu oyunlara gelmem demiştim!..

YİĞİT: (Bora'ya kafa atar) Seni bir daha bu kızın etrafında görmeyeceğim!..

YİĞİT: Yürü hadi!..

NİHAT: Sadullah, bu dükkanı senden alıyorum!..

SADULLAH: Kim geçecek başına!

NİHAT: Yiğit!

Yiğit dükkanı ele geçirir ve Sadullah dükkanı boşaltır!..

Yiğit, kuyumcu dükkanını döşemeye başlar!..

KOMİSER LEVENT: İlk iş olarak eski sevgilini çağırıyorsun!..Adı, soyadı nedir?

Eski sevgilisi benim diyeceğim!..

YİĞİT: Beni görmek istemişsiniz!.. Derya'nın eski sevgilisi, Yiğit Kılıç!..

KOMİSER LEVENT: Niye dövdün kızı?

POLİS MEMURU: Kadir Gürpınar cinayetinin faili suçunu itiraf etmiş!..

KOMİSER LEVENT: Kimmiş o?

YİĞİT: Noluyor lan?

EMİR: Bilmiyorum!.. Öğreneceğim!..

YİĞİT: Biri kalktı, koskoca cinayeti üstlendi!..

NİHAT: Bundan sonra Yiğit, sonsuza kadar bana bağlı kalacak!..

Bu sırada, Yiğit'in ormanda çekilmiş fotoğrafları Sadullah'ın eline geçmiştir!..

Fotoğrafların kaybolduğunu gören Nihat, adamlarını Sadullah'ın evin gönderir!.. Adamları fotoğrafları bulur!..

Yiğit, kuyumcunun açılışını yapmaktadır!..

Her şeyini Yiğit'e kaptıran Sadullah açılışı basar ve silahını Yiğit'e doğrultur!..

Sadullah ateş eder ve Yiğit'i vurur!..