X
X

Adı Efsane'nin yakışıklıları!

14.02.2017 Salı 10:53 (Güncellendi: 06.09.2017 - 11:24)

Kanal D'nin efsaneler arasına girecek dizisi "Adı Efsane"nin genç ve yakışıklı oyuncuları kendilerinden söz ettirmeye başladı! Herkes onları merak etmeye başladı! "Hobileri ne, kaç yaşındalar, "Adı Efsane"ye nasıl seçildiler?" gibi merak edilen sorulara www.hurriyet.com.tr'de cevap verdiler! İşte o röportaj!

Cem Yiğit Üzümoğlu: Oyunculuğa dair ilk adımlarımı 2012’de Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’na girerek attım. Tabii ki öncesinde ilgim ve çalışmam hep tiyatro alanındaydı fakat en büyük adımım oyunculuk okumak oldu. Sonrasında da Hindistan ve Polonya’da fiziksel tiyatro ve modern dans üzerine çalışmalar yaptım. Şu an bir yandan “Troas” adlı tiyatro oyununda yer alıyorum, diğer yandan da “Adı Efsane” dizisinde oynuyorum.

Baran Bölükbaşı:1994 yılında İskenderun’da doğdum. Oyunculuktan önce sanatla tanışmam, babamın 10 yaşımdayken bana gitar almasıyla başladı. Oyunculuğa ilgim ise yine aynı yaşlarda oluştu. Lise yıllarında kurduğum müzik grubumla bateri, piyano ve biraz saz çalmayı öğrendim. Ardından Antalya Replik Sanat Eğitim Kurumlarından oyunculuk dersleri almaya başladım ve Beykent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’ne girdim. Geçtiğimiz yaz bir arkadaşım vasıtasıyla Ufuk Ergin ile tanıştım ve kendisiyle profesyonel kariyerime ilk adımı atmış oldum.

Kaan Sevi: 8 Nisan 1994’te İzmir’de doğdum. İzmir Amerikan Koleji mezunuyum. Ailemin yaptığı işlerden dolayı senenin yarısını Bodrum’da diğer yarısını İzmir’de geçirerek büyüdüm. 6 yaşındayken yelkene, 7 yaşındayken basketbola başladım ve yaklaşık 12 sene boyunca lisanslı olarak oynadım. Şu an Bilgi Üniversitesinde son sınıfta okuyorum. Oyunculuğa ise ortaokul yıllarımda merak sardım. Lisede müzikaller yaptım ve sahnede çalışmanın benlik olduğunu anladım.

Hakan Ummak: 1987’de Mersin’de doğdum. Tiyatro hayatım lisedeki okul tiyatrosuyla başladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ile devam etti. Bu süre zarfında birçok tiyatro oyununda, yurt içi, yurt dışı festivallerde oynadım. Oyunculuk benim hayatımdaki eksik Hakan’ı tamamlayan bir parça oldu. Aslında oyunculuktan öte tiyatro tamamladı beni.

Baran Bölükbaşı: 1994 yılında İskenderun’da doğdum. Oyunculuktan önce sanatla tanışmam, babamın 10 yaşımdayken bana gitar almasıyla başladı. Oyunculuğa ilgim ise yine aynı yaşlarda oluştu. Lise yıllarında kurduğum müzik grubumla bateri, piyano ve biraz saz çalmayı öğrendim. Ardından Antalya Replik Sanat Eğitim Kurumlarından oyunculuk dersleri almaya başladım ve Beykent Üniversitesi Oyunculuk Bölümü’ne girdim. Geçtiğimiz yaz bir arkadaşım vasıtasıyla Ufuk Ergin ile tanıştım ve kendisiyle profesyonel kariyerime ilk adımı atmış oldum.

"Adı Efsane"ye nasıl dahil oldunuz?
Hakan: Menajerim aracılığıyla görüşmeye gittim. Devrim Yalçın ile tanışınca “bu iş tam bana göre” dedim. Onlar da benim bu projeye uygun olduğumu düşündüler ve dahil oldum.
Kaan: “Adı Efsane”nin benim için şöyle ayrı bir yeri var; hayatımda girdiğim ilk oyuncu seçmelerinde kabul edildim. Oraya gittiğimde benimle ilgilenen kişiler gerçekten çok içtendi.
Burak: Menajerim aracılığı ile dahil oldum.
Baran: Menajerim Ufuk Ergin bir gün beni aradı ve hikayeyi anlattı. Ajansım Socia & Gcma ile bir toplantı yaptık. Hikayeyi çok beğendik ve benim için çok eğlenceli, uygun rol olduğunu düşündük. Baş roller bu kadar iyiyken kariyer başlangıcım için daha iyi fırsat olamazdı...

Canlandırdığınız karakterleri bir de sizden dinleyelim...
Hakan: Sadık, bu coğrafyada, bu mahallelerde büyüyüp kendi iç dünyasında kalabilmeyi başarmış bir genç. Kendi hakkaniyetini, vicdan muhakemesini koruyabilen, doğrularını savunan biri. Arkadaşları onun zaafı. Annesiz ve babasız büyüdüğü için arkadaşlarını aile edinmiş. O yüzden onlara karşı çok toleranslı, sevgi dolu.
Kaan: Ali Akıncı, sevdiği insanların ihtiyaçlarını kendi ihtiyacı sayıyor. Mahallemizin bir nevi Robin Hood’u. Bütün bunların yanında arkadaşları için canını verebilecek kadar seven kocaman bir yüreğe sahip, annesi ve ablasıyla yaşayan, kendisini evin direği olarak gören biri.
Cem: Canlandırdığım Hakan’ı sahneden veya kamera karşısından başka hiçbir yerde daha iyi tarif edemem. Umarım karaktere ve harcanan emeğe layık bir iş ortaya koyuyorumdur.
Burak: Ömer Başaran, mahallenin kalburüstü ailelerinden olan birinin oğlu. Heyecanlı, olayları geç algılayan, saf, anne kuzusu bir çocuk. Ömer’in hayali, iyi bir basketçi olmak, ancak babasından izin alamadığı için oynayamamış. Okula gelen basketbol koçu Tarık son zamanlardaki şansı oluyor Ömer’in.
Baran: Fiko aslında biraz saf ama aynı zamanda eğlenceli, tezcanlı bir de!

Set dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cem: Set dışında genelde ya kitap okuyorum ya da dinleniyorum.

Set dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hakan: Set dışındaki zamanlarım spor yapmak, film izlemek, yazmak ve okumakla geçiyor.

Set dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kaan: Olabildiğince dinlenerek ve spor yaparak geçirmeyi tercih ediyorum. Çok nadiren de olsa arkadaşlarımla dışarı çıkıp sosyal hayatımdan kopmamaya çalışıyorum.

Set dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Baran: Boş günlerimde karakterime çalışıyorum, onun haricinde ise dışarıda arkadaşlarımla ve menajerimle vakit geçiriyorum. Müzik, yaşamımın büyük bir bölümünde var olduğu için oraya ayırdığım zamanı özel olarak saymıyorum bile. Bol bol söz ve beste çalışmaları yapıyorum. Boş durduğum her an gitarım elimde. Kendimi müziğimle dinlendiriyorum.

Set dışındaki zamanınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Burak: Tiyatroları ve sinemayı takip etmeye çalışıyorum.

Bu beşli çok sevildi, çok beğenildi. Siz neler söylemek istersiniz?
Hakan: Gerçekten yılların ahbaplığı var gibi. Birbirimizle her şeyi konuşup, hem iş, hem hayat, hem de sanat hakkında önerilerde bulunuyoruz. Kardeş gibi olduk. Sadece biz değil bütün set ekibi bir aile oldu. İnsanlar da bu durumu fark etti sanıyorum

Bu beşli çok sevildi, çok beğenildi. Siz neler söylemek istersiniz?
Baran: Bu kadar genç ve bu kadar yetenekli rol arkadaşlarım olduğu için çok şanslıyım. Kamera arkasında da çok güzel bir dostluğumuz oldu. Aramızdaki bu dostluk ve uyum sayesinde güzel bir enerji yakaladık, bu enerji de seyirciye geçerek onların beğenisini kazandı.

Bu beşli çok sevildi, çok beğenildi. Siz neler söylemek istersiniz?
Burak: Herkes birbirine destek oluyor, motive ediyor. Çok sıcak bir ekip olduk.

Bu beşli çok sevildi, çok beğenildi. Siz neler söylemek istersiniz?
Kaan: Henüz 4 aydır birbirimizi tanımamıza rağmen sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi hissediyoruz.

Bu beşli çok sevildi, çok beğenildi. Siz neler söylemek istersiniz?
Cem: Hepimiz öğrenmeye, gelişmeye ve eleştiriye açık olduğumuz için de eminim ilerleyen zamanlarda çok daha iyi olacağız.

KAYNAK: www.hurriyet.com.tr
Ozan'ın lakabı Sansar'dır